30 Ekim 2013 Çarşamba

2013-14 Kış Oje Trendleri

Giyimimizin, görünüşümüzün ve modanın olmazsa olmazıdır ojeler. Her türlü rengi, bir çok çeşidi ile yaratıcılığın sınırlarını gelişen teknoloji ile daha da itelediğimiz şu yıllarda bakalım bu sezon en cok tercih edilenler hangisi?

1.Metalik Ojeler

Bir çok rengi dikkat ederseniz  şarkıcıların kliplerinde, fotoğraf çekimlerinde, sokak modasında sıklıkla tercih edilmiş, kullanılmaya devam ediliyor. Ben de metalik ojelerin neredeyse tüm tonlarını çok seviyorum. Pek bir alımlı, fütüristik ve güçlü duruyorlar. Bu kış( hatta bu yaz da) favorilerim olacaklar. =))







2. Beyaz Oje

Kış sezonunun ağırlıklı siyahlarından sonra içimizi açan, matından parlağına her çeşidinin severek kullanıldığı, bu sezon da "top"larında olan bu rengi seviyorum, sevmekle de kalmayıp oje koleksiyonumun başında tutuyorum. Yapılabilirse tepeden tırnağa beyaz kış kombinlerinde etkin rol oynuyor.








3.Kadife Oje

Henüz kullanmadığım lakin sokak modasında sıklıkla rastladığımız, ilk başta göze ilginç gelen, sonradan kendini sevdiren bir garip ojedir kadife ojeler. Ben pek ısınamadım bu ojelere. Daha doğrusu temizlenme kısmını biraz sorun ettim kendime =D. Eğer benimkiler gibi endişeleriniz yoksa son derece trendy bir görünüm katacaktır tarzınıza, rahatlıkla uygulayabilirsiniz =))







4. Partiküllü Glitterlar


Nude tonlarında ojelerinizin üstüne sürdüğünüz, üç boyutlu bir yanılsama, ışıltı ve görkem veren glitterlar bu sezonun neredeyse en trend ojelerinden. Fazla yoruma gerek yok.Şahaneler onlar zaten! =)





20 Ekim 2013 Pazar

Medcezir: Mira Neler Giyiyor?

Uzun süreli ara verdiğim bloguma Medcezir'le bir başlangıç yapıyor, güzel bir heyecanımı sizinle paylaşmak istiyorum.



Medcezir bu sene hayatımıza giren, bir türlü defalarca niyet edip takip ettiğim dizi kalabalığından başlayamadığım "The O.C" dizisinin uyarlaması bir yapım. Çağatay Ulusoy, Serenay Sarıkaya, Şebnem Dönmez gibi oyunculardan oluşan güçlü kadroya sahip dizimiz, benim dikkatimi daha çok stylingi ile çekiyor.

Daha önce söyledim mi bilmiyorum ama, uyarlama dizilerin dahil genel olarak Türk dizilerinde ki en büyük şikayetlerimden biri karakterlere uyumsuzca, hatalarla dolu kıyafetler giydirilmesiydi. En büyük hayal kırıklığının başında ise Amerikan yapımı Revenge'in neredeyse kusursuz stylinginin gözlerimizi kamaştırmasından sonra İntikam dizisinde sadece karakterleri zengin göstermek için markaları dayayıp( çok argo oldu farkındayım) tasarımların katledilmesiydi.

Aynı endişe ile Medcezir'i izlerken özellikle genç karakterlerin tarzlarını yansıtacak, kaliteli, ve uyumlu kombinlerle gördükten sonra derin bir "Oh" çektim. Sonrasında hızlıca önceki bölümlere baktım ve sevincimi paylaşma isteğiyle bu yazıya başladım.İşte diziden bir kaç resim (Yenileri ilerleyen bölümlerle eklenecek)

 

 











15 Temmuz 2013 Pazartesi

Victoria Beckham - LouisVuitton Elbisesi

Tarzından hep konuşturur Victoria Beckham. Zarif, elegant, sade, net ve seksi bir tarzı vardır. Moda dünyasında bir çok kişi tarafından takip edilir, hayranlıkla izlenir, kendinden daima söz ettirir. İşte, yahu Victoria'da eskidi artık, konuşulmuyor öyle diyecektim ki, daha düşünceler ağzımdan kelimelere karışıp cümle olacakken hepsini yutturdu bana tenis maçına giderken giydiği alt ve göğüs kısmı dantelli, incecik askıları olan, tarzıyla bütünleşen Louis Vuitton elbisesiyle.



Gördüğünüz gibi bir o kadar sade, bir o kadar şık elbisesi sadece "elbise güzel olduğu için" değil, Victoria'nın tarzıyla yeni bir görünüm, ayrı bir seksilik kazandığı için moda dünyasında yankı yarattı. Aslında bana yakın geçmişten Sex and the City izleyicileri için hatırlaması kolay bir elbiseyi gözümüzün önüne getirdi. 

Dizide, Carry Bradshaw'ın fotoğraf çekimlerinde, Mr.Big ile ilk resmi buluşmasında giydiği, meşhur otobüs reklamlarının üzerindeki elbisesini anımsadınız mı? Yine sade, şık ve seksi bir elbise Sarah Jessica Parker ile anlam kazanmış, (benim için) unutulmaz olmuştur. Victoria'nın LV elbisesini gördüğümde ise direk bu elbiseyi hatırladım ve buurada da paylaşmak istedim.

Konunun özetine gelirsek, ve neden bu kadar üstüne düştüğümü kısaca ifade etmem gerekirse şöyle söyleyeyeim. Çoğu kadın, kendi tarzını bulamadan, elbiselerin onları değiştireceğini düşünerek mağazada mankende gördüğü, ya da vitrinden yakaladığı kıyafeti alır, bir umutla giyer. Alınan tepkilere bakınca o kadar da şahane olmadığını görür ve hayal kırıklığı kaçınılmaz son olur. Fakat elbisenin asıl görevi kişiyi değiştirmek, olduğundan farklı göstermek değil, onunla bir olmak, bütünleşmektir.Diğer bir değişle, elbise kadını değil, kadın (kendini tarzını bulabilmiş) elbiseyi değiştirir.
İşte Victoria'nın elbisesi bu yüzden bizi büyüledi, "woaaww" dedirtti, ve bir anda kendimizi bu elbiseyle hayal ettik. Umarım aşağıda ki resimle de anlatabilmişimdir =))






10 Temmuz 2013 Çarşamba

Bu Yaz Ne Giydik?

2013 yazına hala devam ederken mağazalarda, sokaklarda, TV'de en çok gördüğümüz, giydiğimiz-diğer bir deyişle- yaza damgasını vuran kıyafetlere göz atacağız.

1. Jean Şort

     Sizin de vazgeçilmezlerinizden değilmi? Yaz sıcağında boğmayan, spor, pratik kombinlenen, gardroplarda olmazsa olmazımız jean şortlar model model, renk renk, düşük bel-yüksek bel seçeneğiyle en çok gördüğümüz, ilerleyen senelerde de görmeye devam edeceğimiz kıyafetlerimizden.

     Bu yaz özellikle yüksek bel-açık ton-yırtık jeanleri, üstlerinde kolları kıvırılmış siyah erkek t-shirtleri, kemik RayBan gözlükler ve bileği bantlı ayakkabılarla görmeye bayılıyorum =))



2.Siyah-Beyaz


Siyah beyaz kıştan beri favorim zaten. Adeta "less is more" sözünün moda dünyasına yansıması gibi. İki rengin birbirine yaptığı kontrast, sade ve şık görünümüzü alıp götürmüyor. Aksine elegant görünüşünüzü tamamlıyor.
Beyaz üzerine siyah çizgili veya düzenli sade bir elbise, bilekten bantlı siyah ayakkabılar, klasik bir gözlük giydiniz mi, oluşturabileceğiniz en şık kombini, çok da çaba harcamadan giymiş olursunuz.







3.Crop Tops ( Beli Kısa Üstler)

Kendileri bu yazın en en en çok sevdiğim trendi olup, tarafımdan özenle ve keyifle giyilmektedir. Moda dünyasının başını çektiği isimlerin kadınlarda göbek sevmemesinden ötürü yıllarca demode damgası yiyen, nihayetinde hayatımıza giren, uzun süre çıkarmadığım sevimli üstlerim.

Beli kısa üstleri en trendy şekilde giymek istiyorsanız en basit yüksek bel jean şort,  dolgu topuk ayakkabı (superga veya vans da güzel durabilir), belki bir bere yahut RayBan gözlükler en idealleridir bence.








4.Bileği Bantlı Topluklu Ayakkabılar

Doğru tanımladığıma emin olamadığım, bu yazın en sevdiğim ayakkabı modellerindendir kendileri. Özellikle Zara'da renk seçeneklerini bulabileceğiniz, zarif ve şık ayakkabılar bu yaz vazgeçilmezlerimdendir. Her ne kadar daha dün ayağı burkmak da diyemiyorum resmen döndürmüş olsam ve şu an yürüyemesem de ( :D) giymeye de devam edeceğim. Çok seviyorum ki ne yapayımmm :))




5. Aynalı Güneş Gözlükleri

Benim takmadığım, fakat etrafta bolca kullanan insan gördüğüm gözlük çeşitleridir kendileri. Evet, çok güzel kombinlerle başkalarında şık durabilir ama kendimi uzaylı gibi hissetmemin de önüne geçmiyor hani. Parlayan iki cam uzun süre numaralı gözlük kullanmış biri için garip bir psikolojinin kapısını açmakla beraber son derece rahatsızlık verici oluyor. Yine de başkalarında görünce seviyorum sanki. Çok havalı durabiliyor. =))



Evet, bu yaz en belirgin trendler bunlar idi. Dediğim gibi, çoğunu kullandım, sevdim. bir de fark ederseniz bu yaz naylon, şifon gibi rahatsızlık verici kumaşlar çok ön planda değildi. Biraz daha rahattı geçen seneye nazaran. Bakalım ilerleyen günlerde neler bekleyecek bizi. Umarım beğenmişsinizdir =))









7 Temmuz 2013 Pazar

Miley Cyrus - We Can't Stop

 
Merhabalar.. Uzun aradan sonra yayınlayacağım ilk konu Miley Cyrus'un yeni tarzından çok yeni klibi olacak.Bunu çok paylaşmak istemiştim. Hakkında yorum yapılacak bir çok şey var zira. Hemen başlayalım =))



Nasıl bilirdiniz merhumu?

     Eski Miley'den bahsediyorum. Hani bizim şu büyük büyük logolu çantalarını kolunda taşıyan, türüne Türkiye'de yaz günü ugg giyen kızlarımızda rastladığımız şu tikky, hanım hanım, evlilik hayalleri kuran, muhafazakar bir ailenin kızı olan Miley..
     Herşey saçla başladı. Önce beğenmemişti, yedirememiş ve hatta sindirememişti upuzun dalgalı saçlarını bir anda kaybetmeyi. Sonra alışmaya başladı. Artık Hannah Montana olmayacak, o imajından sıyrılacaktı. Sonra dergilerde gayet cesur pozlar verdiğini gördük. Yetmedi, yılın en seksi kadınlarından biri olarak seçildi..
     İyi, güzel, tebrik ediyorum kendisini. İstediğini elde etti. Etti de, keşke yapmacık olmasan be Miley. Yani o saçları kestirdikten sonra olmadığın gibi davranmak bir yana, bir de milleti asi, serseri, lezbiyenlik eğilimleri olan biriymiş gibi göstermeye çalışıyorsun. Utanmasan reklan verecek, büyük harflerle her çıktığın dergiye, TV Showlarına yazacaksın: "Hey, Millet, bakın ne kadart kafa biriyim, çok eğleniyorum ben he he he" diye..





     Klibi de izlerseniz eğer yaptığı hareketlerin ne kadar yapmacık, ne kadar "o" olmadığını anlayacaksınız. sürekli bir yadırgama durumu oluşturuyor izleyicide. "Miley" bunu yapmaz diye. Ya da bu o kız değil diye. Ama Kesha'da ya da Pink'de öyle mi. İkisini de seviyoruz, "delidir ne yapsa yeridir" diyoruz. En önemlisi doğal ve samimi buluyoruz.Mesela Mile klibin son kısımında sarıldığı kızın bir an göğsünü tutacak gibi oluyor ama vazgeçiyor veya utanıyor her neyse. Eğer gerçekten kendi kişiliğini yansıtsa idi, gayet utanmadan tutar, "ben böyleyim" derdi, biz de bu kadar yapmacık bulmazdık.
     Kısaca, piyasaya fresh bir giriş yapmak, eski cici kız imajınızdan kurtulmak istiyorsunuz. Tarzınızda değişiklikler yapabilirisiniz. En güzel şey değişimdir zaten. Ama popülarite için olmadığı biri gibi davranmak yanlış bir davranış. Sizce de öyle değil mi?









6 Temmuz 2013 Cumartesi

Ayrılık Bitti!

     Gerçekten de ayrılık bitti! sınavımı geçtim, tüm yıl boyunca yaşadığım stresi attım, dizilerin kaçırdığım bölümlerini izledim, gezdim, dolaştım, toparlandım ve burdayım! =))


Neler oldu?

  • Sınavımı geçtim. İnanın içimden deli gibi şarkı söylemek, sokaklarda zıplayıp "geçtim" diye bağırmak geldi, nitekim sonucu öğrendiğim ilk anda çığlık atmıştım :D "Ne psikolojiydi yahu bu?" diye soracak olursanız, bir an ben bu üniversiteyi bitiremeyeceğim psikolojisiydi. Zira, resmen öğrencisi bile olamamıştım hazırlığı atlatamayınca. Neyse ki tüm bu stresten kurtuldum. Kuş kadar hafifim, özgürüm :D
  • Arkadaşlarıma zaman ayırdım. Sınavıma çalıştığım süre boyunca onlarla görüşmek şöyle durdun, mesajlaşamıyordum bile. Üniversite sınavına hazırlanırken bile daha rahattım düşünün artık. sonuçlar açıklandıktan sonra hemen buluşmalar organize edildi, bol bol hasret giderdik. Kısacası, sosyal hayatıma geri döndüm! =))
  • Blog tasarımında değişiklikler yaptım. Çok çok bir değişiklik değil belki ama önceki sadeliğinden ve amatörlüğünden kurtarmak istedim blogu. Header ile başladım işe. Siyah beyaz denedim bir süre. Lakin kişiliğimin tersine çok sönük kaldı. Beni yansıtmadı. "O yüzden dolayı(Ahh Hilmicem, bu yanlış kalıbı senden öğrendim ) daha canlı ve sade bir header seçtim. Umarım beğenmişsinizdir =))
  • Biraz blogun akışını değiştirmeye karar verdim ilerleyen günlerde. Hemen nedenini açıklayayım. Daha önceleri haftanın stillerini, beğendiğim defileleri, markaları, ve moda haberlerini paylaşıyor, kendime göre yorumluyordum. Şimdi, biraz daha kendi yaşantımdan bir şeyler sunmak istiyorum. En yakın zamanda, kendi stilimi de paylaşmaya başlayacağım.
Evettt, gördüğünüz gibi hayatımda gidişatı değiştirecek bazı önemli şeyler olmakla birlikte yeni kararların kapılarını açtı. Çok özledim blogumu =(( Yarından itibaren yeni paylaşımlarımı sık sık göreceksiniz.Ne de olsa Ayrılık Bitti! =)))







13 Nisan 2013 Cumartesi

Nisan Güncellemesi 2013

Merhabalar.. Uzun zaman oldu buraya yazmayalı. Daha doğrusu yazamayalı. Çünkü, işe gelmeler-gitmeler, kalan zamanlarda ders çalışmaya çalışmalar ve fırsat bulunduğunda gündemi ve modayı takip etmeye çalışmalar derken buraya yazacak zaman kalmadı diyebilirim. Bu blog benim için önemli olsada hayatımın şu döneminde bazı sorumluluklarım önceliklerim arasında olmak zorunda.Bugün, bu paylaşımda hayatımın kısa bir özetini geçmek ve bir buçuk ay boyunca çok az paylaşım yapabilecek olmamın nedenlerini açıklayacağım.


Neler Oluyor?

  • Hayatımın geleceğim hakkında karar verme evresini atlattıktan sonra bunun için birşeyler yapmam gereken evresine geldim. Bu dönem için kısaca olgunlaşma merdiveninin iki basamak altı diyebilirim. Yapmak istediğim işle ilgili deneyimlerim olabilmesi, sektörü tanımak ve anlayabilmek için çalışıyorum.Deneyimler ediniyorum, karşılaştırıyorum ve iş hayatıyla ilgili sosyal bilgilerimi geliştiriyorum. 
  • Blogu takip edenlerin, senenin başındaki paylaşımlarını gördüğü üzere hazırlıktan kalan bir öğrenci olarak proficiency sınavını geçebilmek için çabalıyorum. Bir buçuk yıldaki deneyimlerime göre ne kadar altyapı sağlam olsa da bu işi kurs olmadan yürütemeyeceğimi anladığım için bir kursa yazıldım. Bir buçuk ay boyunca haftada iki kez gideceğim, kalan zamanlarda bol bol essay yazacağım bir sürecin içine girdim sayılır.
  • Sosyal hayatımı boşladım diyebilirim. Arkadaşlarla buluşmalara, sosyal medyaya ve dizilerime (The Carrie Diaries ve The Big Bang Theory hariç) ara verdim. en azından sınav geçinceye kadar böyle devam edecek.
  • Plan yapamıyorum. İki saat sonrası için bile kimseye söz veremiyorum. Söz versemde tutamıyorum sözlerimi. Çünkü zihnen yorgun olmanın yannısıura, sürekli bir koşuşturma halindeyim.


Neler Öğrendim?

  • En başta insanlara sabretmeyi öğrendim. Arık biri beni sinirlendirecek bir şey söylediğinde/yaptığında derin nefes alıp hiçbirşey olmamış gibi gülümseyip durumu dramatize etmiyor, kolay sinirlenmiyor ve fevri olmuyorum.
  • Seviyemin ve değerimin farkına vardım. Bundan bir ay önce kendini sevmeyen, beğenmeyen, kültürsüz ve amaçsız gören bir insandım. Fakat böyle değilmişim. Bilgi almaya açık, kendini geliştirme potansiyeli olan, bir işe konsantre olduğunda kolaylıkla üstesinden gelebilen biriymişim. Başkalarına karşı nazik olurken kendime karşı ne kadar acımasızmışım değil mi?Kendimi eleştirmeyi sadece kötü özelliklerimi bulup çıkarmak zannederdim hep. Eğer biraz iyi özelliklerimi öğrenebilip, onların üzerine gidip yapabileceklerimin en iyisini yapsaydım başarısızlıkla sonuçlanan anılarımın sayısı daha az olurdu. 
                                 
  • Öz saygı ve öz güvenin önemini öğrendim. Her ne kadar insanlara kendinizi ayna karşısına geçip hatalarınızı düşünün deseler de insanın ayna karşısında yapabilecekleri bir tek bu olmamalıymış.İyi özelliklerimizi de sıralayıp onları geliştirmeli, kendimize saygı duymalı ve güvenmeliymişiz. Kendime saygı duymadığım halde başkalarından saygı görmediğim için yakınıp dururdum. Kendime güvenmediğim halde "bana güvenmelisiniz" derdim insanlara. şimdi hatalarımı bilerek toplum içerisinde söz alırken öz güvenim daha yüksek. Herşeyden önemlisi ilk başta kendime saygı duyuyorum. Daha bakımlı, daha düzenli ve daha bilinçliyim artık.

Artık öğrendiklerimle, farkındalıklarımda hayatımın karar verme sürecini kattım. Çabalıyorum, emek veriyorum ve kendime gelecek hazırlıyorum. Refah ve mutluluk için adım atıyorum.Bir buçuk ay sonra buraya daha çok paylaşım yapacağımı bildirerek bu yazımı da bitiriyorum. Hoşçakalın =)



31 Mart 2013 Pazar

Haftanın Stili : Rita Ora


Merhabalarr!.. Bu hafta çook enerjik, sevimli ve tarzıyla kendinden konuşturan bir kişiyi haftanın stili inceleyeceğiz. Kimdir o? Tabi ki Rita Ora..Kendisini sarı dalgalı saçları ve kırmızı rujlarıyla unutulmaz kılmıştır gözümde. Aynı zamanda 90'ların etkisinde spor şık tarzıyla bizlere güzel bir örnek niteliğindedir.Bakalım neler giyiyor bu haftanın stili =)





Gerek etkinliklerde giydikleri, gerekse sokak stilinde gördüğünüz gibi kendine has, özgün ve genç bir tarzı var.Tekrardan söyleyeceğim. Kırmızı ruju ve platin sarısı saçlarıyla bütünleşmiş ve kendine yakıştırmış. Seviyorum ben Rita'yı, tarzını, şarkılarını. Bazı şarkıcılar vardır hani ilham verir her haliyle size. Rita da öyle benim için işte. Bakalım siz beğenecek misin? =)

















26 Mart 2013 Salı

Kids' Choice Awards 2013

Geçtiğimiz günlerde Kids Choice Awards sahiplerini buldu. Birbirinden şık hanımlar arasında bugün sizlerle favori 3'ümü paylaşacağım. Bakalım sizler beğenecek misiniz? =)

1.Kristen Stewart

Kristen'dan beklenmedik şıklık diyerek başlıyorum yorumuma. Hatırlarsanız bir çok moda yorumcusu Oscar Ödül Töreni'nde kırmızı halı seçimiyle sert dille eleştirmişti. Yine de bu yazımda kendisi sadece saç ve makyajı yüzünden ilk 10 içerisine almıştım. Kendimce ne kadar haklı olduğumu şu an görüyorum. Balık sırtı örgülü saçı, öne çıkarılmış göz makyajı ve allıkla yakalanmış hafif pembe dokunuşlu makyajıyla yine çok doğal,güzel ve seksi. Elbisesine gelebilirsek (hahaa, burada buldum saç ve makyajın nasıl yapıldığınıı :D) Kristen  Stewart Osman by Osman Yousoufzeda'dan şortlu kombinle karşımıza çıkıyor. Ayakkabı olarak da Christian Louboutin tercih etmiş. Ne diyeyim, bu şıklığın umarım devamlılığı olur


2.Kesha

Kesha hakkında diyecek bir şey yok aslında. Her zaman çok şık mı giyiniyor? -Hayır. Çok mu önemsiyor? -Hayır. Ama müzik dünyasının genç, çılgın ve sevimli ismi. En önemli özelliği ise bir duruşu olması. Bir tarzı var. Yanlış anlamayın, kıyafet olarak söylemiyorum. Yaşam tarzı var Kesha'nın. Bu yüzdendir ki giydiği herhangi bir kıyafet eğreti durmuyor kendisine. Burada da kardeşi Louis ile beraber çekmiş takımları. Baston u, şapkası ve gözlükleriyle de Kids' Choice Awards'a yakışan eğlenceli görüntüsünü tamamlamış. Seni ilk üçümde birinci de yapardım Kesha ama Kristen Stewart'ı kırk yılda bir şık olarak yakalamışım, kaçırmak istemedim =)



3.Selena Gomez


Şortlu kombin tercihini Oscar de la Renta'dan kullanan Selena, benim için "orange carpet" ın üçüncü şık ismi. Doğal maşalı saçları, kararında makyajı ve doğru çanta seçimiyle bitirmiş işi.Ayakkabı seçimi de hoş. Normal zamanlarda onu iddialı elbiselerle
görürdük kendisini. Fakat böyle hanım hanım elbiselerle sevimli durmuş, daha çok yakıştırmış kendisine. =)









2.












21 Mart 2013 Perşembe

90'ları Seviyorumm!

Merhabalarrr =) Bugün sizlerle moda dünyasında olan önemli bir gelişmeyi paylaşacağım. Geçen sezondan itibaren yavaş yavaş hayatımıza giren, bu sezon iyice etkisini gösteren 90'lar bugünkü konumuz olacak.


 Moda dünyası çoğunlukla sevmez bu dönemi. 80'lerden sonraki karışan kafaların artık dağılması diyenler bile olur 90'lar için. Fakat 90'ların yeri benim için her zaman farklıdır. Çünkü, 80'lerde denenmiş çılgın fikirlerin, yaratıcılığın sadeleştirilmiş ve daha düzene oturmuş hali olarak görürüm 90'ları. Ayrıca asıl kafa karışıklığı 2000'lerde başlamıştır çünkü yeni şeylerin üretilmesinden çok eski dönemlerin tarzı tekrar gündeme gelmiş, hafiften farklılaştırılarak tekrardan tüketiciye sunulmuştur.



Şimdi, o dönemde "Neler modaydı ve hayatımıza ne kadarı girdi?" diye soracak olursanız küçük bir derleme yapabilirim sizin için:

1. Crop Tops (Beli kısa bluzlar)


Kot şortlarınızla ve eteklerinizle, hatta yüksek bel pantolonlarınızla rahatlıkla tamamlayacağınız, 90ların en özel parçalarıdır. Türkiye'de şu ana kadar en dikkatimi çeken kombini Tülin Şahin'de görmüştüm geçen sene sanırım.Crop Tops giyerken dikkat etmeniz gereken unsur; giydiğiniz bluzu birleştirdiğiniz eteğin spor ya da klasik olup olmadığın. Eğer kot bir şortla tamamlayacaksanız altına klasik topuklu ayakkabı giymekten kaçının. O zaman tarz karmaşası yaratırsınız ve kötü durmasına sebep olur.

2.Kot Gömlekler


90'larda bir hayli trend olan kot gömlekler bugün de vazgeçilmezlerimizden öyle değil mi? Özellikle deri pileli etekler, daha koyu tonlarında ispanyol paça kot pantolonlarla kullanıldığında vazgeçilmez oluyorlar.

3.Disco Pantolonlar


90'ların en haz etmediğim parçalarıdır belkide. Türkiye'de görmedim ama yurtdışında giyen kişiler mevcut. Çok ince elenip sık dokunması gerekir disco pantolonlar ile tamamlayacağınız parçaları seçerken. Beli kısa bluzlar ve uzun hırkalar tercih edebilirsiniz hava soğukken. Yazın ise sade bir atlet, küpe ve abartılmış bileklikler güzel bir kombin olabilir. Bu konuda Youtube'da Clothesencounter'ı izleyebilirsiniz. Kanalın sahibi Jenn, disco pantolonları en güzel biçimde kombinlemekte :)

Küçük Bir Not :

Bu dönemi daha iyi anlamak istiyorum ve trend ürünleri, bunların en güzel birleşimlerini görmek istiyorum diyorsanız mutlaka "Clueless" ı izlemelisiniz. Jane Austen'ın biricik kibirli, soylu, fakat bir o kadar iyi kalpli "Emma"sından uyarlanmış olan bu film, konusu ve karakterlerinden çok, kullanılan kıyafetleriyle öne çıkmaktasır. işte filmden bir kaç sahne;




















15 Mart 2013 Cuma

Klipler: Taylor Swift - 22

Taylor'ın 13 Mart 2013'te yayınlanan, "22" adlı şarkısına çektiği klibi sabırsızlıkla bekliyordum ve beklentilerimi yanıltmadı. Kendi arkadaşlarıyla çekilmiş, 23 yaşında olmasına rağmen 22 hissediyorum dediği bu videoda,enerjilerini izleyenlere en güzel şekilde aktarmışlar. Daha da önemlisi, bahara merhaba dediğimiz bugünlerde kıyafetler o kadar güzel seçilmiş ki, tekrar tekrar izliyorum. Ödül törenlerinde ve özel gecelerde sürekli beyaz giyip içimi bunaltan Taylor Swift, kendisini hafiften sevdirdi diyebilirim :) Bakalım ne giymiş?

1.

Klipte ilk karşımıza çıkan görüntüsü siyah şortu ve beyaz tişörtü oluyor. Bu kadar basic bir kombini siyah fedora şapkası ve rengarenk bileklikleriyle o kadar güzel tamamlamış ki, klipte en sevdiğim kombin bu oldu. 20 bile olmayan yaşıyla annem gibi giyinen gençlere örnek bir görünüş (bunların arasında ben de varım, saçmalıyorum arada :D ). Kırmızı ruju da bir o kadar güzel durmuş. Ne diyeyim, çok sevdim.  =)

2.

Yüksek bel jean şortu ve belde bağlanan çiçek desenli (yanlış görmüyorsam) gömleğine diyecek yok zaten. Yaz için favori ikilidir bunlar. Benim daha çok ilgilendiğim sarı saç bandı. Geçen yaz pembesini sıkça kullanmıştım, sarısı da fena durmuyormuş hani =) 

3.

Klipten en iyi resimlere bakmak için google'a bakınıyordum. Birden  bu fotoğrafı gördüm. Sonra "yahu bunlar ayrılmamış mıydı " dedim. Eh içime kurt düştü tabi, oturup iki saat bunu araştırdım. Vaktim bolmuş gerçekten. en son öğrendiğim ise Taylor'ın Harry'ye geri dönmek istemesiymiş. Herkesin aklına da gelen bu bir jest mi acaba sorusu tabi. Bu kadar dedikoduya "Neden olmasın" diyerek son vermek istiyorum. Zira bu gidişle modadan sapacağız gibi görünüyor :D (Gerçi arada yapalım dedikodu ya, sevdim ben  , bir de çiftin son durumunu biliyorsanız yorum atabilirsiniz, merak ettim şimdi :D )

4.

Yukarıdaki dedikodudan sonra kıyafet eleştirisi iyi gelecek bu görünüşle. Taktığı taç size tanıdık geliyor mu? eğer öyleyse, Lea Michele'in Nylon'un kapağındaki resmi görmüş olabilirsiniz. Kıyafetlere gelecek olursak, aksesuar seçimi, etek, saç makyaj güzel fakat üstündeki kazağın boyunu beğenmedim.biraz daha kısa olsa, etek içine ön tarafı katlanda ya da öü kısa, arkası etek boyunda olsa nasıl olur diye düşünmedim değil. 

5.

Taylor Swift ve gerçek "best friend" leri. solda kot gömlek ve deri pileli etek giyen arkadaşın kıtafey kombinini sevdim. Yanılmıyorsam onun altına siyah deri bot giymişti klipte. Kısacası, güzeldi. Onun haricinde de gözüme çarpan bir kıyafet kombini yok diyerek bitiriyorum. 22 için yorumlarım bu kadar, bakalım sizler de beğenecek misiniz? =)









13 Mart 2013 Çarşamba

Macy's Marilyn Monroe Koleksiyonu




Bugün sizlerle Macy's' in geçtiğimiz günlerde çıkardığı Marilyn Monroe koleksiyonundan bahsedeceğim. 50'ler esintilerini taşıyan canlı renklere sahip, çizgi, kiraz ve puantiye desenleri taşıyan enerjik bir koleksiyon olmuş. Bazı kıyafetler Marilyn Monroe'nun giydiği kıyafetlerden esinlenerek tasarlanmış. Marilyn'i ve tarzını seven biri olarak koleksiyonu beğendiğimi söyleyebilirim. Bakalım siz de sevecek misiniz? :)