31 Ocak 2013 Perşembe

Uzun Bir Ara

Bir haftadan fazla oldu yazmayalı. Ben de biraz içimi dökmek, biraz da bu boşluğu doldurmak istedim.Öncelikle o kadar yoğun ve sıkıcı bir hafta geçirdim ki anlatamam...
23 Ocak'ta pek sevdiğim bir İngilizce yeterlilik sınavına girdim.Rahat etmek için eşofmanlarımı giymiş, spor ayakkabım ve kabanımla tamamlamıştım. Kahküllerimi de bir güzel tel tokayla geriye yasladım fakat hortlak suratımla feciydim.Kendimi rahat hissedeyim derken daha da kötü hissettim bu halimle, belki de sınav psikolojisidir bilmiyorum. Yolda giderken stresten ölecektim. Bir buçuk saat boyunca yedim bitirdim kendimi.Mide ağrısı (sınav öncesi klasiği) yine iki büklüm etmişti beni. Sınav sonrası ise hissiz, kör ve şaşkın bir yaratığa dönüşmüştüm.




Sınavdan çıktıktan sonra beni koşuşturmaca bekliyordu. Annemin manevi oğlu, benim de manevi abicim evlenecekti ve kına hazırlıkları düğün hazırlıkları derken bendeniz sınav zombisi, kendimi kaybettim.Vakit anlamlandıramadığım bir şekilde elimden kayıp gidiyordu. İnternete girmek şöyle dursun, günlük haber bile seyredemedim TV'den. (Şikayetçi değilim, aksine eğlenceli gibiydi bu tatlı telaş.)

Herneyse, düğün oldu artık biraz koşuşturmacadan cıkmanın rahatlığına erişim derken bir sonraki gün sınav sonucumun açıklanacağını fark ettim.İçimdeki stres daha da büyüdü ve uykularımıda çaldı benden. Hatta resmen yüz hatlarım bile değişti. Gözler şiş, bembeyaz yüz, kambur duruş.. Ahh ahh canavarlaştım dedim de inanmadı kimse bana. Sonuç ne oldu peki? Koskocaman bir hiç.. 

Bugün öğrendim ki gecemedim sınaı. 5 aylık emek çöpe gitti, yerine 5 aylık bir boşluk geldi. Bir an Mecidiyeköy'de araçlara yeşil ışık yanarken ortasına atmak geldi kendimi. Hayatım o trafik gibi yoğun, değişkendi. Tutarlı olamıyordu. Ama derin bir boşlukta da süzülüyordum sanki. Çok fazla anlatmayacağım hislerimi. Hoş, anlatamam zaten. Sorun sadece sınav değil, olmayan bir hayat düzenim ya, bi başlarsam uzar gider ve blog amacını yitirir. 

Her ne olursa olsun, bu karışık zihnim ve dünyam içerisinde, önyargılı bir çok göze rağmen sürdüreceğim hayalim olan blogumu. Bu güncellemeyi de esas bunu söylemek için yaptım zaten.. Bundan sonra da ne olursa olsun böyle uzun aralar olmayacak. Zaten bundan sonra, "bundan sonra" lar olmayacak...(Bakınız, yaşamı devam ettirmek için alınan kararlar) :)





23 Ocak 2013 Çarşamba

Paris Haute Couture 2013: Georgio Armani

Huuuuu, podyumlardan bir Armani geçti ki sormayın. Yani soluksuz tüm kıyafetleri incelerken buldum kendimi. Saten kumaşlar, bir çok kültürün yansıması enfes desenler, aksesuarlar vee en çok dikkat çeken şapkalar... Ortadoğu ve Afrika'da, küçük ve büyüleyici bir geziye çıkıyorsunuz sanki. Özellikle kullandığı çantalar kültürümüze yakın geldiğinden midir nedir, çok hoşuma gitti..Maskülen kesimlere bayılırımöö <3 E daha da devam edemeyeceğim yorumlara, proficiency sonrası bu defileyle kafa kalmadı zira..Siz ne düşüneceksiniz bakalım? :)