15 Temmuz 2013 Pazartesi

Victoria Beckham - LouisVuitton Elbisesi

Tarzından hep konuşturur Victoria Beckham. Zarif, elegant, sade, net ve seksi bir tarzı vardır. Moda dünyasında bir çok kişi tarafından takip edilir, hayranlıkla izlenir, kendinden daima söz ettirir. İşte, yahu Victoria'da eskidi artık, konuşulmuyor öyle diyecektim ki, daha düşünceler ağzımdan kelimelere karışıp cümle olacakken hepsini yutturdu bana tenis maçına giderken giydiği alt ve göğüs kısmı dantelli, incecik askıları olan, tarzıyla bütünleşen Louis Vuitton elbisesiyle.



Gördüğünüz gibi bir o kadar sade, bir o kadar şık elbisesi sadece "elbise güzel olduğu için" değil, Victoria'nın tarzıyla yeni bir görünüm, ayrı bir seksilik kazandığı için moda dünyasında yankı yarattı. Aslında bana yakın geçmişten Sex and the City izleyicileri için hatırlaması kolay bir elbiseyi gözümüzün önüne getirdi. 

Dizide, Carry Bradshaw'ın fotoğraf çekimlerinde, Mr.Big ile ilk resmi buluşmasında giydiği, meşhur otobüs reklamlarının üzerindeki elbisesini anımsadınız mı? Yine sade, şık ve seksi bir elbise Sarah Jessica Parker ile anlam kazanmış, (benim için) unutulmaz olmuştur. Victoria'nın LV elbisesini gördüğümde ise direk bu elbiseyi hatırladım ve buurada da paylaşmak istedim.

Konunun özetine gelirsek, ve neden bu kadar üstüne düştüğümü kısaca ifade etmem gerekirse şöyle söyleyeyeim. Çoğu kadın, kendi tarzını bulamadan, elbiselerin onları değiştireceğini düşünerek mağazada mankende gördüğü, ya da vitrinden yakaladığı kıyafeti alır, bir umutla giyer. Alınan tepkilere bakınca o kadar da şahane olmadığını görür ve hayal kırıklığı kaçınılmaz son olur. Fakat elbisenin asıl görevi kişiyi değiştirmek, olduğundan farklı göstermek değil, onunla bir olmak, bütünleşmektir.Diğer bir değişle, elbise kadını değil, kadın (kendini tarzını bulabilmiş) elbiseyi değiştirir.
İşte Victoria'nın elbisesi bu yüzden bizi büyüledi, "woaaww" dedirtti, ve bir anda kendimizi bu elbiseyle hayal ettik. Umarım aşağıda ki resimle de anlatabilmişimdir =))






10 Temmuz 2013 Çarşamba

Bu Yaz Ne Giydik?

2013 yazına hala devam ederken mağazalarda, sokaklarda, TV'de en çok gördüğümüz, giydiğimiz-diğer bir deyişle- yaza damgasını vuran kıyafetlere göz atacağız.

1. Jean Şort

     Sizin de vazgeçilmezlerinizden değilmi? Yaz sıcağında boğmayan, spor, pratik kombinlenen, gardroplarda olmazsa olmazımız jean şortlar model model, renk renk, düşük bel-yüksek bel seçeneğiyle en çok gördüğümüz, ilerleyen senelerde de görmeye devam edeceğimiz kıyafetlerimizden.

     Bu yaz özellikle yüksek bel-açık ton-yırtık jeanleri, üstlerinde kolları kıvırılmış siyah erkek t-shirtleri, kemik RayBan gözlükler ve bileği bantlı ayakkabılarla görmeye bayılıyorum =))



2.Siyah-Beyaz


Siyah beyaz kıştan beri favorim zaten. Adeta "less is more" sözünün moda dünyasına yansıması gibi. İki rengin birbirine yaptığı kontrast, sade ve şık görünümüzü alıp götürmüyor. Aksine elegant görünüşünüzü tamamlıyor.
Beyaz üzerine siyah çizgili veya düzenli sade bir elbise, bilekten bantlı siyah ayakkabılar, klasik bir gözlük giydiniz mi, oluşturabileceğiniz en şık kombini, çok da çaba harcamadan giymiş olursunuz.







3.Crop Tops ( Beli Kısa Üstler)

Kendileri bu yazın en en en çok sevdiğim trendi olup, tarafımdan özenle ve keyifle giyilmektedir. Moda dünyasının başını çektiği isimlerin kadınlarda göbek sevmemesinden ötürü yıllarca demode damgası yiyen, nihayetinde hayatımıza giren, uzun süre çıkarmadığım sevimli üstlerim.

Beli kısa üstleri en trendy şekilde giymek istiyorsanız en basit yüksek bel jean şort,  dolgu topuk ayakkabı (superga veya vans da güzel durabilir), belki bir bere yahut RayBan gözlükler en idealleridir bence.








4.Bileği Bantlı Topluklu Ayakkabılar

Doğru tanımladığıma emin olamadığım, bu yazın en sevdiğim ayakkabı modellerindendir kendileri. Özellikle Zara'da renk seçeneklerini bulabileceğiniz, zarif ve şık ayakkabılar bu yaz vazgeçilmezlerimdendir. Her ne kadar daha dün ayağı burkmak da diyemiyorum resmen döndürmüş olsam ve şu an yürüyemesem de ( :D) giymeye de devam edeceğim. Çok seviyorum ki ne yapayımmm :))




5. Aynalı Güneş Gözlükleri

Benim takmadığım, fakat etrafta bolca kullanan insan gördüğüm gözlük çeşitleridir kendileri. Evet, çok güzel kombinlerle başkalarında şık durabilir ama kendimi uzaylı gibi hissetmemin de önüne geçmiyor hani. Parlayan iki cam uzun süre numaralı gözlük kullanmış biri için garip bir psikolojinin kapısını açmakla beraber son derece rahatsızlık verici oluyor. Yine de başkalarında görünce seviyorum sanki. Çok havalı durabiliyor. =))



Evet, bu yaz en belirgin trendler bunlar idi. Dediğim gibi, çoğunu kullandım, sevdim. bir de fark ederseniz bu yaz naylon, şifon gibi rahatsızlık verici kumaşlar çok ön planda değildi. Biraz daha rahattı geçen seneye nazaran. Bakalım ilerleyen günlerde neler bekleyecek bizi. Umarım beğenmişsinizdir =))









7 Temmuz 2013 Pazar

Miley Cyrus - We Can't Stop

 
Merhabalar.. Uzun aradan sonra yayınlayacağım ilk konu Miley Cyrus'un yeni tarzından çok yeni klibi olacak.Bunu çok paylaşmak istemiştim. Hakkında yorum yapılacak bir çok şey var zira. Hemen başlayalım =))



Nasıl bilirdiniz merhumu?

     Eski Miley'den bahsediyorum. Hani bizim şu büyük büyük logolu çantalarını kolunda taşıyan, türüne Türkiye'de yaz günü ugg giyen kızlarımızda rastladığımız şu tikky, hanım hanım, evlilik hayalleri kuran, muhafazakar bir ailenin kızı olan Miley..
     Herşey saçla başladı. Önce beğenmemişti, yedirememiş ve hatta sindirememişti upuzun dalgalı saçlarını bir anda kaybetmeyi. Sonra alışmaya başladı. Artık Hannah Montana olmayacak, o imajından sıyrılacaktı. Sonra dergilerde gayet cesur pozlar verdiğini gördük. Yetmedi, yılın en seksi kadınlarından biri olarak seçildi..
     İyi, güzel, tebrik ediyorum kendisini. İstediğini elde etti. Etti de, keşke yapmacık olmasan be Miley. Yani o saçları kestirdikten sonra olmadığın gibi davranmak bir yana, bir de milleti asi, serseri, lezbiyenlik eğilimleri olan biriymiş gibi göstermeye çalışıyorsun. Utanmasan reklan verecek, büyük harflerle her çıktığın dergiye, TV Showlarına yazacaksın: "Hey, Millet, bakın ne kadart kafa biriyim, çok eğleniyorum ben he he he" diye..





     Klibi de izlerseniz eğer yaptığı hareketlerin ne kadar yapmacık, ne kadar "o" olmadığını anlayacaksınız. sürekli bir yadırgama durumu oluşturuyor izleyicide. "Miley" bunu yapmaz diye. Ya da bu o kız değil diye. Ama Kesha'da ya da Pink'de öyle mi. İkisini de seviyoruz, "delidir ne yapsa yeridir" diyoruz. En önemlisi doğal ve samimi buluyoruz.Mesela Mile klibin son kısımında sarıldığı kızın bir an göğsünü tutacak gibi oluyor ama vazgeçiyor veya utanıyor her neyse. Eğer gerçekten kendi kişiliğini yansıtsa idi, gayet utanmadan tutar, "ben böyleyim" derdi, biz de bu kadar yapmacık bulmazdık.
     Kısaca, piyasaya fresh bir giriş yapmak, eski cici kız imajınızdan kurtulmak istiyorsunuz. Tarzınızda değişiklikler yapabilirisiniz. En güzel şey değişimdir zaten. Ama popülarite için olmadığı biri gibi davranmak yanlış bir davranış. Sizce de öyle değil mi?









6 Temmuz 2013 Cumartesi

Ayrılık Bitti!

     Gerçekten de ayrılık bitti! sınavımı geçtim, tüm yıl boyunca yaşadığım stresi attım, dizilerin kaçırdığım bölümlerini izledim, gezdim, dolaştım, toparlandım ve burdayım! =))


Neler oldu?

  • Sınavımı geçtim. İnanın içimden deli gibi şarkı söylemek, sokaklarda zıplayıp "geçtim" diye bağırmak geldi, nitekim sonucu öğrendiğim ilk anda çığlık atmıştım :D "Ne psikolojiydi yahu bu?" diye soracak olursanız, bir an ben bu üniversiteyi bitiremeyeceğim psikolojisiydi. Zira, resmen öğrencisi bile olamamıştım hazırlığı atlatamayınca. Neyse ki tüm bu stresten kurtuldum. Kuş kadar hafifim, özgürüm :D
  • Arkadaşlarıma zaman ayırdım. Sınavıma çalıştığım süre boyunca onlarla görüşmek şöyle durdun, mesajlaşamıyordum bile. Üniversite sınavına hazırlanırken bile daha rahattım düşünün artık. sonuçlar açıklandıktan sonra hemen buluşmalar organize edildi, bol bol hasret giderdik. Kısacası, sosyal hayatıma geri döndüm! =))
  • Blog tasarımında değişiklikler yaptım. Çok çok bir değişiklik değil belki ama önceki sadeliğinden ve amatörlüğünden kurtarmak istedim blogu. Header ile başladım işe. Siyah beyaz denedim bir süre. Lakin kişiliğimin tersine çok sönük kaldı. Beni yansıtmadı. "O yüzden dolayı(Ahh Hilmicem, bu yanlış kalıbı senden öğrendim ) daha canlı ve sade bir header seçtim. Umarım beğenmişsinizdir =))
  • Biraz blogun akışını değiştirmeye karar verdim ilerleyen günlerde. Hemen nedenini açıklayayım. Daha önceleri haftanın stillerini, beğendiğim defileleri, markaları, ve moda haberlerini paylaşıyor, kendime göre yorumluyordum. Şimdi, biraz daha kendi yaşantımdan bir şeyler sunmak istiyorum. En yakın zamanda, kendi stilimi de paylaşmaya başlayacağım.
Evettt, gördüğünüz gibi hayatımda gidişatı değiştirecek bazı önemli şeyler olmakla birlikte yeni kararların kapılarını açtı. Çok özledim blogumu =(( Yarından itibaren yeni paylaşımlarımı sık sık göreceksiniz.Ne de olsa Ayrılık Bitti! =)))